Basın toplantısında Erbaş, o dönemde Şam'da bulunan Abdullah Öcalan'a hitaben 'Annelerin gözyaşlarını kes, erkekliğe sığmaz' diyordu. Karşılığında 'Asker gelirse askerleri bırakacağız' cevabını alınca hemen yola çıktı. Bu arada Erbakan ve dönemin Cumhurbaşkanı Demirel de girişimlerinden haberdardır. Kuzey Irak'a gidenler arasında Refah Partisi Van Milletvekili Fetullah Erbaş, İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal (daha sonra HDP milletvekili oldu), Mazlum-Der Genel Başkanı Yılmaz Ensarioğlu, yardımcısı İhsan Aslan (daha sonra AKP kurucusu ve yardımcısı oldu), temsilci Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden Mustafa Erdoğan (sanatçı Yılmaz Erdoğan'ın kardeşi) ve askeri yakınları oradaydı.
"Kampa geldiğimizde herkes sıraya dizildi. Diğer organizasyon yöneticileriyle de öpüştüm. Zapkenar'ın omuzlarında silahlı 500 kişi var. Ulusal basından 10 kamera. Nasıl hitap edeceğimi bilmiyordum. gerilla ya da asker terörist desem ateş edecekler, karanlıkta hiçbir şey göremiyorum o anda flaşlar söndü, yukarı baktım, PKK bayrakları, Zap kampına katırla giden Erbaş -back, aralarında Murat Karayılan ve Rıza Altun'un da bulunduğu PKK yöneticileri tarafından memnuniyetle karşılandı:'Katır hep uçurumun kenarından gidiyordu, 20-25 kilometre olmasını beklemiyordum. Yolu yürüdüm. Orada kucaklaşıp öptü beni, sonra beni öpenlerden birinin Murat Karayılan olduğunu öğrendim. '' Erbaş, PKK kamplarına ilk yolculuğunda ancak anneleri gelen iki askeri geri alabilir:'Kızgınım, her yer silahlı adamlarla dolu ama ağzıma ne gelirse diyorum; Sahtekâr, sahtekâr, sahtekâr, bizi buraya getirebilirsin, askerleri nasıl iade etmiyorsun? Her şeye rağmen tanık olduğu yeniden birleşme anının, yaşadığı tüm sıkıntılara değdiğini söylüyor:'Sanki herkes bir an donmuş gibiydi. Sonra vahşi bir kucaklaşma. Oradaki PKK'lılar bile bu sahnede ağladı. Koyunların koyunlarla buluşması gibiydi. 'Geldiğime sevindim' dedim '