ABD ve Çin Boşanıyor Mu? Soğuk Savaş İddiaları!
Dünya

ABD ve Çin Boşanıyor Mu? Soğuk Savaş İddiaları!


04 May 20255 dk okuma21 görüntülenmeSon güncelleme: 18 September 2025

Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurucusu Mao Zedong'dan sonra iktidarı devralan Çin Komünist Partisi lideri ve siyasi teorisyen Deng Şiaoping'in "1989'da ABD-SSCB arasındaki soğuk savaş sona erdi fakat ABD-Çin soğuk savaşı çoktan başladı" yönündeki öngörüsü, günümüzde daha da belirginleşiyor. Acaba ABD ve Çin arasındaki ilişkiler gerçekten bir boşanmaya doğru mu gidiyor?

ABD'nin Çin'e Karşı Soğuk Savaş İlanı

ABD, SSCB'nin yıkılmasından sonra Çin'e karşı örtülü bir soğuk savaş yürütmekteydi. Bu durum, 2009 yılında resmen ilan edildi. Barack Obama'nın 2009'da başlattığı 'Pivot Asia/Asya'da oyun kurmak' ya da 'Asya Ekseni' stratejisi, değişen başkanlara ve farklı partilere rağmen aynı Çin politikasını izledi. Bu strateji, Çin'i çevreleme ve etkisini azaltma amacını taşıyordu.

ABD Başkanlarının Ortak Çin Politikası

2009'dan bu yana Obama, Donald Trump ve Joe Biden gibi üç farklı ABD Başkanı da Çin'i en önemli rakip olarak tanımladı. Bu durum, ABD'nin Çin'e yönelik politikasının bir devlet politikası olduğunu gösteriyor. Aksi halde, ABD gibi kutuplaşmanın derin olduğu bir ülkede Çin karşıtı politikaların iki partiden de yoğun destek görmesi hayli zorlaşırdı. Peki, bu durumun arkasındaki sebepler nelerdir?

ABD ve Çin Arasındaki Rekabetin Nedenleri

ABD ve Çin arasındaki rekabetin temelinde ekonomik, askeri ve ideolojik farklılıklar yatmaktadır. Çin'in yükselen ekonomik gücü, ABD'nin küresel liderliğini tehdit etmektedir. Ayrıca, Çin'in askeri modernizasyonu ve bölgesel iddiaları da ABD'nin endişelerini artırmaktadır. İki ülke arasındaki ideolojik farklılıklar da rekabeti körüklemektedir. ABD, demokrasi ve insan hakları gibi değerleri savunurken, Çin otoriter bir rejimle yönetilmektedir. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerde sürekli bir gerilim kaynağı oluşturmaktadır.

ABD ve Çin arasındaki ilişkilerin geleceği belirsizliğini koruyor. İki ülke arasındaki gerilimlerin tırmanması, küresel ekonomi ve güvenlik üzerinde önemli etkilere sahip olabilir. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu süreci yakından takip etmesi ve diyalog kanallarını açık tutması büyük önem taşıyor. Acaba bu gerilim, yeni bir soğuk savaşın habercisi mi, yoksa iş birliği ve rekabetin bir arada yürütülebileceği bir denge mi bulunacak? Zaman gösterecek.