Avrupa Birliği (AB),ekonomik zorluklarla mücadele ederken, yoksulluk riski altında yaşayanların sayısı giderek artıyor. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayınlanan son veriler, 2024 yılında AB ülkelerinde 93,3 milyon insanın yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, AB nüfusunun yaklaşık yüzde 21'ini etkiliyor ve kıta genelinde ciddi endişelere yol açıyor.

Yoksulluk Oranlarında İlk Sıradaki Ülkeler

Eurostat'ın verilerine göre, yoksulluk veya sosyal dışlanma oranının en yüksek olduğu ülkeler arasında Bulgaristan başı çekiyor. Ülke nüfusunun yüzde 30,3'ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Romanya yüzde 27,9 ile ikinci sırada yer alırken, Yunanistan yüzde 26,9 ile üçüncü sırada bulunuyor. İspanya ve Litvanya da sırasıyla yüzde 25,8 ile yüksek yoksulluk oranlarına sahip ülkeler arasında yer alıyor.

• Bulgaristan: %30,3
• Romanya: %27,9
• Yunanistan: %26,9
• İspanya: %25,8
• Litvanya: %25,8

Yoksulluk Oranlarının En Düşük Olduğu Ülkeler

Yoksulluk veya sosyal dışlanma oranının en düşük olduğu ülkeler ise daha farklı bir tablo çiziyor. Çekya, yüzde 11,3 ile listenin en altında yer alırken, Slovenya yüzde 14,4 ile ikinci sırada bulunuyor. Hollanda yüzde 15,4, Polonya yüzde 16 ve İrlanda yüzde 16,7 ile yoksulluk oranlarının düşük olduğu diğer ülkeler arasında yer alıyor.

• Çekya: %11,3
• Slovenya: %14,4
• Hollanda: %15,4
• Polonya: %16
• İrlanda: %16,7

Büyük Ekonomilerdeki Durum

Avrupa'nın büyük ekonomilerinde de yoksulluk oranları dikkat çekiyor. Almanya'da yoksulluk oranı yüzde 21,1 olarak belirlenirken, Fransa'da bu oran yüzde 20,5 seviyesinde. İtalya ise yüzde 23,1'lik yoksulluk oranıyla diğer büyük ekonomilere göre daha kötü bir durumda bulunuyor. Bu veriler, ekonomik büyüklüğün yoksulluk sorununu tamamen ortadan kaldırmadığını gösteriyor.

Avrupa'daki bu yoksulluk oranları, kıta genelinde sosyal politikaların ve ekonomik stratejilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Yoksullukla mücadele, sadece ekonomik bir zorunluluk değil, aynı zamanda sosyal adaletin ve insan haklarının sağlanması açısından da büyük önem taşıyor. AB üyesi ülkelerin, yoksulluk riskini azaltmak için daha etkili ve kapsayıcı politikalar geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa'nın geleceği ekonomik ve sosyal sorunlarla dolu olabilir.