İsrail, İran'dan gelen füze saldırılarına karşı koymak için kullandığı savunma sistemlerindeki füze stoklarının kritik seviyeye inmesiyle alarm durumuna geçti. Middle East Eye'ın haberine göre, Tahran'dan atılan yaklaşık 400 füzeye karşı yüzlerce savunma füzesi kullanılması, stoklarda ciddi bir azalmaya neden oldu. Bu durum, İsrail'i ABD'den acil destek istemeye yöneltti.

Füze Krizi Neden Yaşandı?

İsrail'in savunma sistemlerinin temel amacı, ülkeyi gelebilecek füze saldırılarından korumaktır. Ancak, son dönemde artan gerilimler ve İran'dan gelen yoğun füze saldırıları, bu sistemlerin sürekli olarak kullanılmasına yol açtı. Bir füzenin imha edilmesi için birden fazla savunma füzesi kullanılması gerekebiliyor. Bu durum, stokların hızla tükenmesine neden oluyor. İsrail'in kullandığı savunma sistemleri arasında şunlar yer alıyor:

• Demir Kubbe: Kısa menzilli roket ve füzelere karşı etkili.
• Davud'un Sapanı: Orta menzilli füzelere karşı koruma sağlıyor.
• Arrow Füze Savunma Sistemi: Uzun menzilli balistik füzelere karşı kullanılıyor.

Bu sistemlerin etkinliği, İsrail'in güvenliği için hayati önem taşıyor. Ancak, sürekli kullanım ve yüksek maliyetler, stokların yenilenmesini zorlaştırıyor.

ABD'den Beklenen Destek Ne Anlama Geliyor?

İsrail'in ABD'den talep ettiği acil destek, füze stoklarının takviye edilmesini ve savunma sistemlerinin güçlendirilmesini kapsıyor. ABD, İsrail'in en büyük askeri destekçisi konumunda bulunuyor ve bu destek, İsrail'in güvenliğinin sağlanmasında kritik bir rol oynuyor. Bu destek sayesinde İsrail, olası yeni saldırılara karşı daha hazırlıklı hale gelmeyi ve savunma kapasitesini artırmayı hedefliyor.

Füze savunma sistemleri, modern savaşların vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ülkeler, kendilerini gelebilecek hava saldırılarına karşı korumak için bu sistemlere büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, bu sistemlerin etkinliği ve sürdürülebilirliği, stokların düzenli olarak yenilenmesine ve teknolojik gelişmelere ayak uydurulmasına bağlı. İsrail'in yaşadığı bu füze krizi, savunma sistemlerinin önemini ve bu alandaki stratejik planlamanın gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.