Netanyahu'nun İran Saplantısı: 40 Yıllık Gizli Plan Açığa Çıktı!
Dünya

Netanyahu'nun İran Saplantısı: 40 Yıllık Gizli Plan Açığa Çıktı!


21 June 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 21 June 2025

İsrail ve İran arasındaki gerilim, İsrail'in İran'ın nükleer programını hedef alan hava saldırılarıyla tırmanmaya devam ediyor. Saldırılarda İran'daki nükleer ve askeri tesislerin vurulduğu, komuta kademesinden isimlerin, bilim insanlarının ve çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği bildiriliyor. İran da İsrail'e füze saldırılarıyla karşılık vererek Tel Aviv ve Hayfa kentleri ile askeri hedefleri vurdu. Bu gerilimin odağında ise İsrail Başbakanı Netanyahu'nun 40 yıldır süregelen İran takıntısı bulunuyor.

Netanyahu'nun İran'a Yönelik Politikaları

Netanyahu, uzun yıllardır İran'ın nükleer silah elde etme çabası içinde olduğunu ve bunun İsrail için büyük bir tehdit oluşturduğunu savunuyor. Bu nedenle başbakanlık yaptığı dönemlerde İran'a karşı sert bir politika izlemiş, uluslararası arenada İran'a yönelik baskıyı artırmaya çalışmıştır. Netanyahu'nun bu konudaki kararlılığı ve ısrarı, onu İran konusunda en etkili ve tanınan isimlerden biri haline getirmiştir.

Netanyahu'nun İran'a karşı söylemleri ve eylemleri şu şekilde özetlenebilir:

  • Sürekli olarak İran'ın nükleer silah geliştirme niyetinde olduğunu vurgulamak.
  • Uluslararası toplumu İran'a karşı daha sert önlemler almaya çağırmak.
  • İran'a yönelik ekonomik yaptırımların artırılmasını desteklemek.
  • İran'ın nükleer programını sabote etmek amacıyla gizli operasyonlar düzenlemek.

İsrail gizli servisi MOSSAD'ın Netanyahu döneminde İran'ın nükleer programına karşı sabotajlar düzenlediği biliniyor. Bu sabotajlar, İran'ın nükleer programını yavaşlatmayı ve geciktirmeyi amaçlıyordu. Ancak bu tür eylemler, iki ülke arasındaki gerilimi daha da tırmandırarak bölgede istikrarsızlığa yol açabiliyor.

İran'ın Nükleer Programı İddiaları

İsrail, İran'ın nükleer silah elde etmek için tesislerinde uranyum zenginleştirdiğini ve nükleer başlık üretmeye çok yaklaştığını iddia ediyor. Bu iddialar, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, İran tarafından şiddetle reddediliyor. İran, nükleer programını barışçıl amaçlarla sürdürdüğünü ve nükleer silah üretme niyetinde olmadığını savunuyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEK) ise İran'ın nükleer faaliyetlerini yakından takip ediyor ve düzenli olarak raporlar yayınlıyor. UAEK'nın raporlarında, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin arttığı ve bazı kısıtlamaları ihlal ettiği belirtiliyor. Ancak UAEK, İran'ın nükleer silah üretme niyetinde olup olmadığı konusunda kesin bir sonuca varmış değil.

İran'ın nükleer programı konusundaki belirsizlik ve şüpheler, bölgedeki gerilimi tırmandırmaya devam ediyor. İsrail, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için her türlü önlemi alacağını belirtirken, İran ise nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu ve uluslararası hukuka uygun olduğunu savunuyor.

İsrail-İran arasındaki bu gerilim, bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyerek daha geniş çaplı bir çatışma riskini artırıyor. Uluslararası toplum, iki ülke arasındaki gerilimi azaltmak ve diyalog yoluyla çözüm bulmak için çaba göstermeye devam ediyor.

Netanyahu'nun 40 yıllık İran takıntısı, İsrail-İran ilişkilerini derinden etkilemiş ve bölgedeki istikrarsızlığın artmasına katkıda bulunmuştur. İki ülke arasındaki gerilimin nasıl sonuçlanacağı ve bölgenin geleceği, uluslararası toplumun yakından takip ettiği önemli bir konu olmaya devam ediyor.