Ukrayna ve Rusya arasındaki 16 Mayıs'ta İstanbul'da gerçekleşen doğrudan görüşme, dünya basınında geniş yankı uyandırdı. ABD'nin de yakından takip ettiği zirvenin ardından tarafların atacağı adımlar ve sonuçların anlamı mercek altına alındı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın katılımıyla gerçekleşen Türkiye-Rusya-Ukrayna üçlü görüşmesinde ateşkes kararı çıkmamasına rağmen, iki ülke büyük bir esir takası konusunda anlaştı. Bu takas gerçekleşirse, her iki taraf da biner askeri serbest bırakacak.
Putin'in Diplomatik Yenilgisi mi?
ABD'nin The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İstanbul'da ön koşulsuz görüşme çağrısı yaptığını hatırlatarak, "Rusya'nın barış görüşmesi çağrısı nasıl Putin için diplomatik bir yenilgiye dönüştü?" başlığını kullandı. WSJ'nin değerlendirmesine göre, Putin'in bu girişimi, kendisinin henüz bir anlaşmaya hazır olmadığını gösteriyor. Ayrıca, bu durumun ABD Başkanı Donald Trump'a, Ukraynalılar ve Avrupalı destekçilerinin iddia ettiği gibi barışın önündeki engelin Rus lider olduğunu gösterebileceği belirtiliyor.
Gazete, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin görüşme çağrısının Avrupalı liderler tarafından desteklendiğini ve Putin'in taleplerinin savaşın başından beri değişmediğini vurguladı. Putin'in talepleri arasında Kiev'in bazı topraklarını Moskova'ya bırakması, Ukrayna ordusunun küçülmesi, ülkenin NATO'ya üye olmaması ve topraklarında NATO güçlerinin konuşlanmaması yer alıyor. WSJ, Putin'in "sertlik yanlısı yaklaşımının" Trump'ı rahatsız edebileceğini ve ateşkes girişimini neden reddettiğini Trump'a açıklama yükümlülüğünün şimdi Putin'de olduğunu ifade etti.
Avrupa'nın Trump Endişesi
ABD'nin Bloomberg haber sitesi, konuyu "Avrupa Trump'ın Rusya konusundaki bir sonraki adımının ne olacağını görmek için bekliyor" başlığıyla ele aldı. Yazıda, Avrupalı yetkililerin Başkan Donald Trump'ın Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı konusunda bundan sonra ne söyleyeceği veya onları bırakıp bırakmayacağı hakkında hiçbir fikri olmadığı belirtiliyor. Avrupalı liderlerin İstanbul'daki görüşmelerin sonuçları konusundaki hayal kırıklıklarına değinilirken, Trump'ı Putin'e karşı daha sert bir yaklaşım takınmaya yönlendirip yönlendirmeyecekleri ise belirsizliğini koruyor.
Bloomberg'e konuşan kaynaklara göre, Avrupalı yetkililer, Trump'ın sürekli değişen tutumu karşısında şaşkınlık yaşıyor. Kaynaklar, Avrupalı yetkililerin bu hafta yaşanan gelişmelerin Rusların barış görüşmeleri konusunda ciddi olmadığını ve ABD'nin güçlü bir şekilde karşılık vermesi gerektiğini Trump'a açıkça göstereceğini umduğunu dile getirdi.
Kaotik Süreç ve ABD'nin Rolü
Almanya'nın Der Spiegel dergisi, İstanbul'daki zirveye dair haberinde, esir takası anlaşmasına dikkat çekerek tarafların sadece bu konuda uzlaştığını yazdı. Ukrayna heyetinin daha çok askeri üniformalı isimlerden oluştuğuna, Rusya heyetinin ise sivil olduğuna dikkat çeken dergi, iki tarafın yaklaşımlarının da farklı olduğunu belirtti. Ukrayna lideri Zelenski heyetine ateşkese varılması konusunda talimat verirken, Rusya lideri Putin ise heyetine savaşı başlatan sebeplerin ortadan kaldırılması konusunda talimat vermişti.
Zelenski ve Putin'in karşılıklı açıklamalarıyla başlayan ve görüşmelere kimin katılacağı sorusunun yarattığı belirsizlikle devam eden süreci değerlendiren Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü'nden Doğu Avrupa uzmanı Sabine Fischer, yaşananları "Bu, oldukça kaotik bir süreçti" sözleriyle ifade etti. Fischer'e göre, Rusya'nın yapıcı olmayan yaklaşımı, ne ateşkese ne de barış müzakerelerine ciddi olarak ilgi duyduğunu gösteriyor. ABD'nin müdahalesinin de bu noktada işe yaramadığını belirten uzman, "Bu, Trump ve yönetiminin bu duruma getirdiği büyük bir dengesizlik" yorumunu yaptı.
İngiltere'nin BBC haber sitesi ise, Ukrayna ve Rusya'nın doğrudan görüşmeler sırasında "birbirlerinden çok uzak" olduklarını ancak esir takası konusunda anlaştıklarını yazdı. Türkiye ve ABD'den gelen baskı ve teşvikin savaşın taraflarını İstanbul'a getirdiğini belirten BBC, Ukrayna ve bazı müttefikleri arasında Rusya'nın sadece zaman kazanmak, ateşkes için uluslararası baskıyı dağıtmak ve Avrupa'nın 18’inci yaptırım paketini savuşturmaya çalışmak için diplomasiye başvurduğuna dair endişeler olduğunu vurguladı.
İstanbul zirvesi, taraflar arasındaki derin ayrılıkları gözler önüne sererken, Türkiye'nin arabuluculuk rolü bir kez daha ön plana çıktı. Esir takası anlaşması, umut ışığı olsa da, kalıcı bir barış için daha çok çaba gösterilmesi gerektiği açıkça görülüyor. Zirvenin ardından ABD ve Avrupa'nın atacağı adımlar, sürecin geleceği açısından kritik önem taşıyor.