18 Mayıs Anması Tutuklamaları: Propaganda mı, Örgüt Mü? Şok Gelişme!
Gündem

18 Mayıs Anması Tutuklamaları: Propaganda mı, Örgüt Mü? Şok Gelişme!


21 May 20255 dk okuma59 görüntülenmeSon güncelleme: 14 December 2025

İstanbul Kadıköy'de 18 Mayıs'ta gerçekleştirilen İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer, Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Eşref Anyık ve Necmi Öner'i anma etkinliği sonrası yaşanan gözaltılar ve tutuklamalar tartışma yaratmaya devam ediyor. Savcılık, gözaltına alınan 18 gençten 8'i hakkında "örgüt propagandası" suçlamasıyla tutuklama talep etti ve iki genç tutuklandı. Ancak tutuklananların sevkinde, propagandasını yaptıkları iddia edilen örgütün adı belirtilmemesi dikkat çekti. Avukat Şükrü Alpsoy, anma eyleminin suç teşkil etmediğini savunarak, mahkemelerin bu yöndeki ihlal kararlarına dikkat çekti.

Avukat Alpsoy'dan Şok Açıklamalar

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Şükrü Alpsoy, müvekkillerinin tutuklanmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Alpsoy, anma eyleminin her yıl yapılan ve Emniyet'in de bildiği bir etkinlik olduğunu vurgulayarak, geçen sene yapılan benzer bir anmada aynı sloganların atıldığını ve o dosyada takipsizlik kararı verildiğini belirtti. Bu seneki anmada da suçlamanın aynı olduğunu, ancak sloganların ve içeriğin değişmediğini ifade etti. Alpsoy'un açıklamaları şöyle devam etti:

"Sloganlar aynı, içerik aynı: ‘Devrim şehitleri ölümsüzdür’, ‘Şêhit namirin’, ‘İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür’. Artık rutine dönüşmüş bir uygulama olarak savcı, ifadelerini almadan 8 kişiyi tutuklamaya sevk etti, 10 kişiyi ise adli kontrol talebiyle mahkemeye gönderdi."

Alpsoy, tutuklamaya sevk edilenlere uzun süre yemek verilmediğini ve adli kontrolle sevk edilenler için dosya üzerinden karar verileceği söylense de kararın saatlerce yazılmadığını da sözlerine ekledi.

Hukuk Garabeti: Örgüt Adı Yok!

Avukat Alpsoy, tutuklama kararındaki bir diğer hukuk garabetine dikkat çekerek, kararda herhangi bir örgüt isminin geçmediğini vurguladı. "PKK mi? TİKKO mu? Belirsiz. Sadece ‘terör örgütü propagandası’ yazılmış" diyen Alpsoy, "Devrim şehitleri", "İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür" gibi ifadeler kullanıldığı için böyle bir sonuca varıldığını belirtti. Alpsoy, Kaypakkaya'yı anmanın ve "Devrim şehitleri ölümsüzdür" demenin suç olmadığını, bu ifadelerle ilgili geçmişte verilen yüzlerce takipsizlik ve beraat kararı olduğunu hatırlattı. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının da mevcut olduğunu sözlerine ekledi.

Alpsoy, özellikle son dönemde tutuklama tedbirinin bir tür "kelle hesabına" dönüştüğünü ve "18 kişi gözaltına alındı; ama hiç tutuklama olmadı" denmesin diye bu kararların verildiğini iddia etti. Alpsoy, bu tutuklamaların hukuki bir dayanağı olmadığını ve çoğu dosyanın ya takipsizlikle ya da beraatle sonuçlandığını belirtti. Alpsoy, bu anmaların ve eylemlerin ifade özgürlüğünün, toplanma ve örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olduğunu vurguladı.

İbrahim Kaypakkaya ve 18 Mayıs'ın Anlamı

18 Mayıs, Türkiye sol tarihinde önemli bir yere sahip. İbrahim Kaypakkaya, Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist’in (TKP/ML) kurucusu ve Ocak 1973’te Diyarbakır’da yakalandıktan sonra ağır işkenceler sonucu 18 Mayıs’ta cezaevinde hayatını kaybetti. Haki Karer, PKK’nin kuruluş sürecinde yer aldı ve 18 Mayıs 1977’de Antep’te silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner ise Diyarbakır Cezaevi’ndeki ağır işkencelere karşı 18 Mayıs 1982’de bedenlerini ateşe vererek yaşamlarına son verdiler. Bu nedenle 18 Mayıs, Türkiye solunda önemli bir anma günü olarak kabul ediliyor.

Sonuç olarak, 18 Mayıs anması sonrası yaşanan tutuklamalar ve avukat Şükrü Alpsoy'un açıklamaları, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Tutuklamaların hukuki dayanağı ve örgüt isminin belirtilmemesi gibi konular, kamuoyunda büyük merak uyandırdı. Olayın yankıları sürmeye devam ederken, gelişmeler yakından takip ediliyor.