Bingöl'de 2018 yılında kentsel dönüşüm projesi kapsamında evleri yıkılan Saray Mahallesi sakinleri, aradan geçen 7 yıla rağmen hala mağduriyet yaşıyor. AKP'nin kentsel dönüşüm vaadi deprem bölgesindeki yüzlerce aileyi evsiz bırakırken, yetkililerden henüz somut bir adım atılmadı. Vatandaşlar, seçim öncesinde verilen sözlerin tutulmamasına tepkili.
Kentsel Dönüşüm Vaadiyle Gelen Hayal Kırıklığı
Saray Mahallesi'nde yaşayan depremzedeler, 2018 yılında evlerinin kentsel dönüşüm kapsamında yıkılmasının ardından yeni bir umutla beklemeye başlamışlardı. Ancak geçen 7 yıl içinde bölgede herhangi bir inşaat çalışması yapılmadı. AKP'li Belediye başkanının yetkisini başka bir bölgede kullandığını iddia eden vatandaşlar, Saray Mahallesi kentsel dönüşümünün yine suya düştüğünü belirtiyor.
Mağduriyetlerini dile getiren vatandaşlar, seçim öncesinde sürekli kentsel dönüşüm vaadi verildiğini ancak seçimlerin ardından unutulduklarını ifade ediyor. Evsiz kalan aileler, geçici çözümlerle yaşamlarını sürdürmeye çalışırken, yetkililerden bir an önce harekete geçmelerini bekliyor.
Vatandaşların Sesini Kim Duyacak?
Bingöl'deki depremzedelerin yaşadığı bu durum, kentsel dönüşüm projelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ancak projelerin sadece vaatlerde kalmaması, somut adımlarla desteklenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, depremzedelerin mağduriyeti daha da artacak.
Vatandaşlar, yetkililerden şu sorulara yanıt bekliyor:
- Saray Mahallesi kentsel dönüşüm projesi neden hala başlamadı?
- Mağdur vatandaşların sorunları ne zaman çözülecek?
- AKP'li belediye başkanının bu konudaki sorumluluğu nedir?
Umutlar Tükeniyor mu?
Bingöl'deki depremzedelerin yaşadığı bu acı tecrübe, kentsel dönüşüm projelerinin sadece binaları değil, insanların hayatlarını da etkilediğini gösteriyor. Verilen sözlerin tutulmaması, insanların devlete olan güvenini sarsarken, umutlarını da tüketiyor. Yetkililerin bir an önce harekete geçerek, depremzedelerin yaşadığı mağduriyeti gidermesi gerekiyor. Aksi takdirde, bu durum sadece Bingöl'de değil, Türkiye'nin diğer deprem bölgelerinde de benzer sorunların yaşanmasına neden olabilir.