Doğu Karadeniz'in şirin bir köyünde, Asiye Hala olarak tanınan, engelleriyle değil, sevgisiyle iz bırakan bir kadının ilham veren hikayesi... Çocuk sahibi olmamasına rağmen, bir evi, bir aileyi ve tüm köyü sevgisiyle büyüten Asiye Hala, fedakarlığı ve neşesiyle gönüllerde taht kurmuş bir kahraman.
Asiye Hala'nın Hayata Tutunma Hikayesi
47 yaşındaki Asiye Hala, altı kardeşli bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin maddi imkansızlıkları nedeniyle amcasına evlatlık verilen Asiye, bu durumu kabullenmiş ve amcasını babası, kuzenlerini de kardeşi olarak görmüş. Doğuştan işitme ve zihinsel engeli bulunan Asiye, okuma yazmayı öğrenmesine rağmen, köy koşullarında okulun uygun olmaması nedeniyle bildiklerini unutmuş. Ancak bu durum, onun hayata pozitif bakışını ve çevresine neşe saçmasını engellememiş.
Yeğeni, Asiye Hala'nın kimliğindeki anne baba ismini kabul etmediğini ve amcasının adını söyleyerek düzeltme yaptığını belirtiyor. Bu durum, Asiye'nin amca ve yengesini ne kadar benimsediğinin en açık göstergesi. Asiye Hala'nın enerjisine hayran kalan yeğeni, onun sabahın erken saatlerinde kalkıp çay demlediğini, hayvanlarla ilgilendiğini, evi temizlediğini ve bahçeyle uğraştığını anlatıyor. Asiye Hala için emek verdiği her yer, onun evi olmuş.
- Sabah erken kalkıp çay demler.
- Hayvanlarla ilgilenir.
- Evi temizler.
- Bahçeyle uğraşır.
Asiye Hala'nın Maddi Bağımsızlığı ve Hayalleri
Fındık mevsiminde fındık toplayarak geçimini sağlayan Asiye Hala, maddi bağımsızlığına büyük önem veriyor. Kazancının bir kısmıyla bilezik alırken, diğer kısmını da pazarda kıyafet, takı ve iç giyim alışverişine harcıyor. Yeğeni, Asiye Hala'nın babasına pazarda sütyen bile denettiğini gülerek anlatıyor. Asiye Hala'nın baba figürüyle zaman zaman çatışmalar yaşadığını belirten yeğeni, dedesinin onu kabul ederek büyük bir fedakarlık yaptığını ve Asiye'nin de onlara asla nankörlük etmediğini vurguluyor.
Asiye Hala'nın yeğeni, halasının evlilik ve annelik hayallerine de değiniyor. Eskiden bazı kıyafetlerini saklayarak "Çeyizim onlar benim, evlenince giyeceğim" dediğini anlatan yeğeni, zamanla Asiye'nin bu hayallerinden vazgeçtiğini ve çeyizini kullanmaya başladığını söylüyor. Düğünlere bakıp üzülen Asiye Hala'nın gelinlik giymek istediğini bildiğini ifade eden yeğeni, halasının kendine özgü cilveleri olduğunu ve bazen karnını severek "Bebek var, bebek var burada" dediğini aktarıyor.
Asiye Hala'nın Mirası: Sevgi, Emek ve Umut
Asiye Hala'nın hayatı, karşılıksız emek vermek ve var olmak üzerine kurulu. Engelli kadınların, görünmeyen emekçilerin ve aile içindeki rollerine rağmen "resmi" olarak tanınmayan nice kadının hayatı, çoğu zaman sessizce yaşanıyor. Ancak Asiye Hala, sessizliğin içinden yükselen bir çığlık, bir umut ışığı olmayı başarıyor. Onun hikayesi, engellerin aşılabilir olduğunu, sevginin her şeyi iyileştirebileceğini ve her insanın değerli olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor.