
Diyarbakır'da Doktor Skandalı! Veresiye Defteri mi Yakalattı?
Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde görevli bir doçent doktorun karıştığı iddia edilen skandal, Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Hastalardan bıçak parası aldığı ve evinde "veresiye defteri" bulunduğu öne sürülen Doç. Dr. Mehmet Tolga Kafadar hakkında savcılık soruşturma başlattı. Peki, bu skandalın detayları neler? Doktorun savunması ne oldu?
Diyarbakır'da Şok Eden İddialar
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görev yapan Doç. Dr. Mehmet Tolga Kafadar'ın, hastalardan para aldığı ve ödeme yapmayanları taburcu etmediği iddiası üzerine soruşturma başlatıldı. Savcılık, doktor hakkında 15 yıla kadar hapis cezası talep ediyor. İddialara göre, doktor 2020-2024 yılları arasında 1901 hastadan toplam 14 milyon TL'nin üzerinde para topladı. Kamu hastanesindeki odasını özel muayenehane gibi kullandığı belirtilen doktorun, hastalara "Beğenmiyorsan devlet hastanesine git, bu ödeme şahsi. Herkes veriyor, sen de vereceksin" dediği öne sürülüyor.
Evde Veresiye Defteri Bulundu!
Soruşturma kapsamında elde edilen hesap dökümlerinde, ameliyat edilen hastaların isimlerinin ve ödenen paraların tek tek not edildiği tespit edildi. 2023'te guatr şikayetiyle gelen bir hastadan 17 bin TL isteyen, ancak "asgari ücretle çalışıyorum" cevabı üzerine talebini 11 bin TL'ye indirdiği belirtilen Kafadar'ın, evinde yapılan aramada ise ödemelerin kaydedildiği "veresiye defteri" bulundu. Savcılık ayrıca 8 hastanın Kafadar'ın IBAN hesabına toplam 95 bin TL gönderdiğini ortaya çıkardı.
Doktorun Savunması Şaşırttı
İfadesinde, "Hastalardan zorla para almadım. Ücret vermezseniz taburcu etmem demedim. Ancak hediye verdilerse almış olabilirim" diyen Kafadar, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Doktorun bu savunması, kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Bu tür iddialar, hastaların sağlık sistemine olan güvenini sarsarken, yetkililerin konuyla ilgili daha detaylı bir inceleme yapması bekleniyor.
Skandalın Etkileri ve Sonuç
Diyarbakır'da yaşanan bu skandal, sağlık sektöründeki etik değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Hastaların çaresizliklerini fırsat bilerek haksız kazanç elde edenlerin ortaya çıkarılması, hem adaletin sağlanması hem de sağlık sistemine olan güvenin yeniden tesis edilmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu tür olayların yaşanmaması için denetimlerin artırılması ve şeffaflığın sağlanması gerekiyor.