Emek Partisi (EMEP) öncülüğünde, CHP, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve DEM Parti'nin desteğiyle hazırlanan ve işçi haklarında devrim niteliğinde değişiklikler öngören kanun teklifi, "Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş" sloganıyla Meclis'e sunuldu. İşçi sınıfının uzun süredir beklediği bu adım, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmayı ve grev hakkını güvence altına almayı hedefliyor. Peki, bu tarihi adım emekçiler için neler vadediyor?

Sendikal Haklarda Devrim: Barajlar Kalkıyor!

Kanun teklifinin en dikkat çekici maddelerinden biri, sendikal barajların kaldırılması. Mevcut durumda, bir sendikanın toplu iş sözleşmesi (TİS) yapabilmesi için %1'lik işkolu barajını aşması gerekiyor. Bu baraj, özellikle küçük ve orta ölçekli işyerlerinde sendikalaşmayı zorlaştırıyor. Yeni teklifle birlikte, işkolu, işyeri ve işletme barajları tamamen kaldırılıyor. Bu sayede, işçilerin istedikleri sendikaya üye olarak örgütlenmelerinin önü açılması hedefleniyor. Bu düzenleme ile ilgili olarak şu maddeler öne çıkıyor:

• İşkolu barajının kaldırılması: %1'lik barajın ortadan kalkması, daha fazla sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesini sağlayacak.
• İşyeri ve işletme barajlarının kaldırılması: İşçilerin kendi işyerlerinde daha kolay örgütlenmelerine imkan tanıyacak.
• Sendika özgürlüğünün artması: İşçilerin istedikleri sendikaya üye olma özgürlüğü güvence altına alınacak.

Grev Hakkı Güvence Altında: Yasaklar Son Buluyor!

Teklifin bir diğer önemli maddesi ise grev hakkının güvence altına alınması. Mevcut yasalar, "milli güvenlik" ve "kamu sağlığı" gibi gerekçelerle grevlerin yasaklanmasına veya ertelenmesine olanak tanıyor. Bu durum, grev hakkının fiilen kullanılmasını engelliyor. Yeni teklifle birlikte, bu türden keyfi yasaklamaların önüne geçilmesi ve grev hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için yasal düzenlemeler yapılması öngörülüyor. Bu düzenleme ile ilgili olarak şu maddeler öne çıkıyor:

• Keyfi grev yasaklarının engellenmesi: "Milli güvenlik" ve "kamu sağlığı" gibi muğlak gerekçelerle grevlerin yasaklanmasının önüne geçilecek.
• Grev hakkının etkin kullanımı: Grev hakkının fiilen kullanılabilir hale gelmesi için yasal düzenlemeler yapılacak.
• İşçilerin pazarlık gücünün artması: Grev hakkının güvence altına alınması, işçilerin işverenlerle daha eşit şartlarda pazarlık yapabilmesini sağlayacak.

İş Güvencesi ve İşçi Temsilciliği: Yeni Haklar Geliyor!

Kanun teklifi, iş güvencesinin artırılması ve işçi temsilciliği kurumunun oluşturulması gibi önemli düzenlemeler de içeriyor. Kod-29 ve benzeri uygulamalarla işçilerin tazminatsız işten çıkarılmasının önüne geçilmesi ve sendikaya üye olduğu için işten atılmanın engellenmesi hedefleniyor. Ayrıca, yetkili bir sendikanın bulunmadığı işyerlerinde, işçiler tarafından seçimle belirlenecek İşçi Temsilcileri Kurulu oluşturulması ve bu temsilcilerin sendika temsilcileriyle aynı iş güvencesine sahip olması öngörülüyor. Bu düzenleme ile ilgili olarak şu maddeler öne çıkıyor:

• Tazminatsız işten çıkarmaların engellenmesi: Kod-29 gibi uygulamalarla işçilerin keyfi olarak işten çıkarılmasının önüne geçilecek.
• Sendikalı olmanın güvencesi: Sendikaya üye olduğu için işten atılmaların engellenmesi için caydırıcı yasal tedbirler alınacak.
• İşçi temsilciliği kurumunun oluşturulması: Sendikasız işyerlerinde işçilerin temsil edilmesi sağlanacak.

Emek Partisi'nin öncülüğünde Meclis'e sunulan bu kanun teklifi, işçi sınıfının uzun süredir beklediği bir adım olarak değerlendiriliyor. Teklifin yasalaşması halinde, Türkiye'deki sendikal haklar ve iş güvencesi alanında önemli iyileşmeler yaşanması bekleniyor. İşçilerin örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması ve grev hakkının güvence altına alınması, çalışma hayatında yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Ancak, teklifin Meclis'teki diğer partilerin desteğini alıp almayacağı ve ne kadarının yasalaşacağı ise merak konusu.