
Erkan Baş'tan Seçim Hakkı Uyarısı: Gasbediliyor!
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Baş, seçme ve seçilme hakkının şu anda gasbedilme sürecinde olduğunu vurgulayarak, iktidarın demokrasi anlayışını eleştirdi.
Gezi Direnişi ve Demokrasi Vurgusu
Erkan Baş, konuşmasına Gezi Direnişi'nin 12. yıl dönümünü anarak başladı. "Bundan 12 yıl önce 28 Mayıs'ta Türkiye tarihinin en büyük haysiyet isyanlarından birinin başladığını" ifade eden Baş, Gezi'de hayatını kaybedenleri andı ve "Emri ben verdim" diyenlerin hesap vermesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, Gezi davası tutukluları Mine Özerdi, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman, Osman Kavala ve Hatay Milletvekili Can Atalay'ın derhal serbest bırakılması talebini yineledi.
Baş, demokrasinin sadece 4-5 yılda bir oy vermekten ibaret olmadığını vurgulayarak, halkın siyasete her alanda katılımının önemine dikkat çekti. "Toplantılar, protestolar, büyük mitingler, milyonların yan yana gelerek sesini duyurma çabası hem yasal hem anayasal hem de doğal insan hakları kapsamına giren etkinliklerdir" diyen Baş, halkın itirazının "darbe girişimi" olarak damgalanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Erkan Baş, iktidarın sandıktan istediklerini alamadıkları zaman sandığı da geçersiz sayan bir yaklaşım sergilediğini ve ellerindeki güçle sandıktan çıkan sonuçları fiilen işlevsizleştirdiğini savundu.
TBMM'nin İşlevi ve Siyasi Baskılar
Baş, TBMM'nin halk yararına çok az iş yapılan bir yer olduğunu belirterek, "Her geçen gün halkın siyasete katılım imkanları daraltıldı. Siyasi partiler kapatıldı, Siyasi Partiler Yasası antidemokratik bir hal aldı, bütün bunlara rağmen en son elimizde kalan seçme ve seçilme hakkı şu anda gasp edilme sürecinde" dedi.
TBMM'nin artık halkın çıkarına hizmet etmese bile muhalefetin sesini yükselttiği, halk düşmanı uygulamaların teşhir edildiği bir yer olma özelliğini yitirdiğini ifade eden Baş, Meclis'te sürekli olarak torba yasaların ve Anayasa Mahkemesi tarafından bozulacağı kesin olan yasal düzenlemelerin yapıldığını, bu durumun hukuksuzluğu normalleştirdiğini savundu.
Baş ayrıca, memlekette siyasetin sadece iki merkeze sıkıştığını, bunlardan birinin saray ve çevresi, diğerinin ise hapishaneler olduğunu söyledi. "Bugün bu ülkede memleketi için, halkı için mücadele eden kim varsa ya cezaevinde ya da cezaevine girmekle tehdit ediliyor" diyen Baş, katillerin, yolsuzluk yapanların ve hırsızların serbestçe dolaşırken, doğayı ve yaşamı savunanların cezaevinde olduğunu vurguladı.
Mücadele Çağrısı
Erkan Baş, bu duruma alışılmaması ve normalleştirilmesine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, buna karşı kararlı bir mücadele çağrısında bulundu. Baş, halkın haklarını savunmak ve demokrasiyi yeniden tesis etmek için birlikte hareket etmenin önemini vurguladı.
Erkan Baş'ın açıklamaları, Türkiye'deki siyasi iklimin gerginliğini ve demokrasi üzerindeki baskıları bir kez daha gözler önüne serdi. Seçme ve seçilme hakkının korunması ve halkın siyasete katılımının sağlanması için mücadelenin önemi, Baş'ın vurgularıyla bir kez daha netlik kazandı.