Son günlerde sosyal medyada hızla yayılan bir iddia, kahve severleri ve meraklı vatandaşları şaşkına çevirdi: EspressoLab'ın Fatih şubesi, boykotların ardından "Çay Saati" adını mı aldı? Peki, bu iddialar ne kadar doğru? Gelin, bu olayın perde arkasına yakından bakalım.
EspressoLab Fatih Şubesi Gerçeği Ne?
İddiaların kaynağı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolar ve boykot çağrıları. Sosyal medyada yayılan bazı paylaşımlarda, EspressoLab'ın Fatih şubesinin adının "Çay Saati" olarak değiştirildiği öne sürüldü. Ancak gerçek çok farklı. Yapılan araştırmalar, EspressoLab'ın Fatih şubesinin 2020 yılında taşındığını ve o tarihten sonra aynı yerde "Çay Saati" adında yeni bir işletmenin açıldığını ortaya koyuyor. Yani, EspressoLab isim değiştirmedi, sadece şubesini taşıdı ve yerine farklı bir marka geldi.
Çay Saati, 2020'den beri aynı adreste hizmet veriyor ve son dönemde herhangi bir isim değişikliği yaşanmadı. Bu durum, sosyal medyada yayılan iddiaların asılsız olduğunu açıkça gösteriyor.
Çay Saati'nin Sahipleri Kim?
Çay Saati markasının sahipleriyle ilgili de çeşitli iddialar ortaya atılmış durumda. Ancak Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre, işletmenin yasal sahipleri Mustafa Esenkal ve Ali Bahadır Yeşil. Geçmişteki sahipleri ile ilgili iddialar ise tamamen asılsız.
- Mustafa Esenkal
- Ali Bahadır Yeşil
Sosyal medyada yayılan yanlış bilgilerin temelinde, EspressoLab'ın şubesinin 2020'de taşınması ve yerine farklı bir işletmenin açılması yatıyor. Protestolarla bağlantılı bir marka değişikliği söz konusu değil. Çay Saati, yıllardır aynı yerde faaliyet gösteren bağımsız bir işletme.
Sonuç: Gerçek Ortaya Çıktı
Yapılan araştırmalar, EspressoLab'ın Fatih şubesinin adının değiştiği iddiasının doğru olmadığını net bir şekilde gösteriyor. Çay Saati, 2020'den beri aynı adreste hizmet veren bağımsız bir işletme ve EspressoLab ile herhangi bir bağlantısı bulunmuyor. Sosyal medyada yayılan bu tür asılsız iddialara karşı dikkatli olmak ve doğruluğunu teyit etmeden paylaşmamak büyük önem taşıyor. Bu olay, yanlış bilgilendirmenin ne kadar hızlı yayılabileceğini ve markalar üzerinde nasıl olumsuz etkiler yaratabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
