Barış İçin Toplumsal Girişim, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü operasyonları sert bir dille eleştirerek "soykırım ve işgal harekâtı" olarak tanımladı. Yapılan açıklamada, uluslararası kamuoyuna acil müdahale çağrısında bulunuldu ve bölgedeki insanlık dramına dikkat çekildi.

Gazze'de Yaşananlar: Bir İnsanlık Dramı

Açıklamada, 7 Ekim 2023 saldırılarının bahane edilerek başlatılan operasyonların iki yıldır sürdüğü belirtildi. Bu süre zarfında ölü sayısının 70 bine yaklaştığı ve Filistinlilerin tarihsel topraklarını terk etmek zorunda bırakıldığı vurgulandı. Durumun vahametine dikkat çekilerek, acil önlemler alınması gerektiği ifade edildi.

Katar'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi'ne de değinilen açıklamada, İslam dünyasının liderlerinin bu vahşeti durdurmak için yeterli adımlar atmadığı eleştirisi yapıldı. Sadece kınama mesajlarıyla yetinildiği, somut çözümler üretilmediği belirtildi.

İslam ülkelerinin ambargo uygulamak yerine İsrail ile işbirliğini sürdürdüğü, "İbrahimî Anlaşmalar" dahil ilişkilerden vazgeçmediği ve Sumud Filosu gibi sivil girişimlere de yeterli destek sunmadığı vurgulandı. Bu durum, Filistin halkının yalnız bırakıldığı ve çaresizliğe itildiği şeklinde yorumlandı.

Türkiye'ye Yönelik Eleştiriler

Açıklamada Türkiye'ye de eleştiriler yöneltildi. Ülkenin sahip olduğu imkanlara rağmen ABD ile karşı karşıya gelme riskini göze almadığı, iç kamuoyunu oyalamaya yönelik söylemlerle yetindiği kaydedildi. Türkiye'nin barış ve demokrasi için atabileceği adımlar yerine Suriye politikalarına ve iç muhalefeti baskı altına almaya yöneldiği belirtildi.

Barış İçin Toplumsal Girişim, Filistin halkına gerçek desteğin "kınamalarla değil, somut yardımlar ve barışı önceleyen girişimlerle" verilebileceğini ifade etti. "Ortadoğu'da barış ancak Filistin ve Kürt halklarının haklarının tanınmasıyla mümkün olabilir" çağrısı yapıldı.

Çözüm Ne Olmalı?

Peki, bu karmaşık ve acı dolu durumdan nasıl bir çıkış yolu bulunabilir? Barış İçin Toplumsal Girişim'in önerdiği gibi, Filistin halkına yönelik somut yardımlar ve barışı önceleyen girişimler büyük önem taşıyor. Uluslararası toplumun, özellikle de İslam ülkelerinin, bu konuda daha aktif ve kararlı bir rol üstlenmesi gerekiyor. Türkiye'nin de bölgedeki etkinliğini kullanarak barış sürecine katkı sağlaması, Filistin halkının umutlarını yeşertebilir.

Unutulmamalıdır ki, Ortadoğu'da kalıcı bir barışın tesisi, ancak tüm halkların haklarının tanınması ve adil bir çözümün bulunmasıyla mümkün olabilir. Aksi takdirde, şiddet ve istikrarsızlık sarmalı devam edecek, daha fazla insanın hayatı kararmaya devam edecektir.