İsrail'den Şok Saldırı! Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı Hedef Mi?
Gündem

İsrail'den Şok Saldırı! Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı Hedef Mi?


02 May 20255 dk okuma12 görüntülenmeSon güncelleme: 04 June 2025

İsrail, Suriye'ye yönelik gerçekleştirdiği bir saldırı ile gündeme geldi. İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'ye düzenlenen saldırıya ilişkin ortak bir açıklama yaparak, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarında bir hedefi vurduklarını duyurdu. Bu beklenmedik hamle, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, saldırının detayları ve olası sonuçları merak konusu oldu.

Saldırının Gerekçesi Ne?

İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Katz'ın ortak açıklamasında, saldırının gerekçesi olarak Dürzi grupların Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine karşı gerçekleştirdiği saldırılar gösterildi. Açıklamada, "Dürzilere yönelik hiçbir tehdide izin vermeyiz" ifadesi kullanılarak, bu saldırının Dürzi toplumunu koruma amaçlı bir misilleme olduğu vurgulandı. Ayrıca, Şam'ın güneyine hiçbir gücün konuşlandırılmasına izin verilmeyeceği belirtilerek, Suriye rejimine açık bir mesaj gönderildiği ifade edildi.

İsrail Savunma Bakanı Katz'ın dün yaptığı açıklamada, Dürzilere yönelik saldırıların devam etmesi halinde sert karşılık verileceği tehdidinde bulunması, bu saldırının sinyallerini vermişti. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da uluslararası toplumu Suriye'ye müdahale etmeye çağırarak, Dürzi toplumunu Şam yönetimine karşı kışkırtmıştı.

Peki, Dürziler kimdir ve Suriye'deki durumları nedir? Dürzilik, kökeni İslam'a dayanan ancak farklı inanç ve uygulamaları içeren bir dini gruptur. Suriye'de önemli bir nüfusa sahip olan Dürziler, özellikle ülkenin güney bölgelerinde yaşamaktadırlar. Suriye iç savaşında Dürzi toplumu, hem hükümet yanlısı hem de muhalif gruplar arasında bölünmüş durumda. Bu durum, Dürzi bölgelerinde zaman zaman çatışmalara ve istikrarsızlığa yol açmaktadır.

Saldırının Bölgesel Etkileri Neler Olabilir?

İsrail'in Suriye'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarına düzenlediği bu saldırı, bölgedeki hassas dengeleri daha da karmaşık hale getirebilir. Suriye hükümetinin bu saldırıya nasıl bir yanıt vereceği, bölgedeki diğer aktörlerin (Rusya, İran, ABD) tutumları ve olası misillemeler, önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler açısından belirleyici olacaktır.

  • Suriye hükümeti, İsrail'in bu saldırısını egemenlik ihlali olarak değerlendirerek sert bir şekilde kınayabilir.
  • Rusya ve İran gibi Suriye'nin müttefikleri, İsrail'e yönelik diplomatik baskı uygulayabilir veya askeri destek sağlayabilir.
  • ABD ve diğer Batılı ülkeler, İsrail'in saldırısını kınayarak itidal çağrısında bulunabilirler.

Bu saldırı, aynı zamanda İsrail-Suriye ilişkilerini daha da kötüleştirebilir ve uzun vadede daha büyük bir çatışmaya zemin hazırlayabilir. Bölgedeki istikrarsızlığın artması, terör örgütlerinin güçlenmesine ve yeni göç dalgalarının yaşanmasına da yol açabilir.

Saldırı Sonrası Bölgede Neler Yaşanıyor?

İsrail'in saldırısının ardından bölgedeki durum oldukça gergin. Suriye ordusu, Şam ve çevresinde güvenlik önlemlerini artırırken, İsrail sınırında da teyakkuz haline geçildi. Bölgedeki kaynaklar, Suriye hava savunma sistemlerinin İsrail uçaklarına karşı harekete geçtiğini ancak herhangi bir angajmanın yaşanmadığını bildiriyor.

Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyinde silahlı Dürzi grupların Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine karşı saldırılarıyla başlayan çatışmalarda yaralanan toplam 5 Dürzi'nin, tedavi için İsrail'e getirildiği de gelen bilgiler arasında. Bu durum, İsrail'in Dürzi toplumuyla olan ilişkisini ve bölgedeki rolünü daha da karmaşık hale getiriyor.

Suriye yönetimi, Şam'ın güneyinde yer alan Ceramane Mahallesi'nde bazı Dürzi silahlı grupların başlattığı ve Sahnaya semtine yayılan çatışma sonrası bölgede kontrolü sağladığını bildirdi. Ancak, bölgedeki gerginliğin devam ettiği ve yeni çatışmaların yaşanabileceği belirtiliyor.

İsrail'in Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarına düzenlediği bu saldırı, bölgedeki kırılgan dengeleri alt üst etme potansiyeli taşıyor. Saldırının gerekçesi ne olursa olsun, bu tür provokatif eylemlerin bölgedeki istikrarı daha da bozacağı ve yeni çatışmalara davetiye çıkaracağı açıkça görülüyor. Uluslararası toplumun bu gerginliği azaltmak ve tarafları sükunete davet etmek için daha aktif bir rol oynaması gerekiyor. Aksi takdirde, bölgedeki durum daha da kötüleşebilir ve kontrolden çıkabilir.