23 Nisan 2025 Çarşamba

KHK'lı Öğretmen Şoku! Servis Şoförlüğünden de Mi Oldu?

KHK ile görevinden ihraç edilen bir öğretmenin yaşadığı mağduriyetler bitmek bilmiyor. Geçimini sağlamak amacıyla başladığı servis şoförlüğü görevinden, Kaymakamlık tarafından gönderilen bir yazı ile işten çıkarılması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu durum, KHK'lıların yaşadığı zorlukları bir kez daha gözler önüne serdi.

KHK'lı Öğretmenin Dramı

Öğretmenlikten ihraç edildikten sonra farklı işlerde çalışmak zorunda kalan ve ismini vermek istemeyen KHK'lı öğretmen, bir süre önce bir okulda servis şoförlüğü yapmaya başlamıştı. Ancak, Kaymakamlık tarafından okul yönetimine gönderilen bir yazı ile bu görevine de son verildi. Öğretmen, yaşadığı bu durumu büyük bir üzüntüyle karşıladı ve "Artık ne yapacağımı bilmiyorum. Geçimimi nasıl sağlayacağım?" şeklinde konuştu.

Bu olay, KHK ile görevlerinden alınan kişilerin sadece mesleklerini kaybetmekle kalmayıp, aynı zamanda yeni bir hayata başlama ve geçimlerini sağlama konusunda da büyük engellerle karşılaştıklarını gösteriyor. KHK'lıların yaşadığı bu tür durumlar, toplumda derin bir yara açmaya devam ediyor.

Kaymakamlık Kararı Tartışma Yarattı

Kaymakamlık tarafından verilen bu karar, kamuoyunda farklı tepkilere yol açtı. Bazı kesimler, kararın hukuki dayanağının olmadığını ve KHK'lılara yönelik ayrımcılık içerdiğini savunurken, bazıları ise kamu güvenliğinin her şeyden önemli olduğunu ve bu tür kararların alınmasının gerekli olduğunu düşünüyor.

Hukukçular ise, Kaymakamlık kararının hukuki açıdan tartışmalı olduğunu belirtiyor. Bir hukukçu, "Bu tür kararlar, kişilerin çalışma haklarını ihlal etmektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği, herkesin eşit şartlarda çalışma hakkı vardır" dedi.

Türkiye'de KHK ile görevden alınan binlerce kişi bulunuyor. Bu kişilerin çoğu, benzer sorunlarla karşı karşıya kalıyor. İş bulmakta zorlanıyor, sosyal hayattan dışlanıyor ve sürekli bir belirsizlik içinde yaşıyorlar. Bu durum, KHK'lıların psikolojik sağlıklarını da olumsuz etkiliyor.

KHK'lı öğretmenlerin yaşadığı bu tür olaylar, Türkiye'deki insan hakları ve adalet sorunlarını bir kez daha gündeme getiriyor. Bu sorunların çözümü için, toplumun tüm kesimlerinin ortak bir çaba göstermesi gerekiyor. Hukukun üstünlüğü ilkesine saygı duyulmalı, ayrımcılıkla mücadele edilmeli ve herkesin eşit şartlarda yaşama hakkı sağlanmalıdır.

İlgili Haberler