Merkez Bankası (TCMB),parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve Türk Lirası'na geçişi teşvik etmek amacıyla zorunlu karşılık oranlarında önemli değişikliklere gitti. Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğ ile birlikte, TÜFE, ÜFE ve TLREF'e endeksli mevduatlar için zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde %10 olarak belirlenirken, yabancı para mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı %4'ten %2,5'e düşürüldü. Bu kararlar, bankacılık sektöründe ve mevduat sahipleri arasında büyük yankı uyandırdı.

Zorunlu Karşılıklarda Yeni Dönem

Merkez Bankası'nın aldığı bu kararların temel amacı, Türk Lirası'nı desteklemek ve piyasadaki TL likiditesini artırmak. Özellikle Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranının %33'ten %40'a yükseltilmesi, KKM'den TL'ye geçişi hızlandırmayı hedefliyor. Ayrıca, KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranının politika faizinin %50'sinden %40'ına indirilmesi de bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

• TÜFE, ÜFE ve TLREF'e endeksli mevduat için zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde %10 olarak belirlendi.
• Yabancı para mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı %4'ten %2,5'e indirildi.
• KKM hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranı %33'ten %40'a yükseltildi.
• KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranı politika faizinin %50'sinden %40'ına indirildi.

Bu değişikliklerle birlikte, bankaların TL mevduatlarını artırma konusunda daha istekli olmaları bekleniyor. Gerçek kişi TL mevduat payı %60'ın altında olan bankalar için hedef oranlar artırılırken, %60 ile %65 arasında olan bankalara aylık 0,4 puan artış hedefi getirildi. Bu durum, bankaların rekabetini artırarak mevduat faizlerinde de hareketliliğe yol açabilir.

KKM'den Çıkış Stratejisi

Merkez Bankası'nın KKM'den çıkış stratejisi kapsamında aldığı bu kararlar, piyasada yakından takip ediliyor. KKM'den TL'ye geçiş hedefi kaldırılırken, KKM'nin yenilenmesi ve TL'ye geçişine ilişkin toplam hedefin korunması, Merkez Bankası'nın kontrollü bir geçiş süreci yönetmek istediğini gösteriyor. Ayrıca, 1 aydan uzun vadelerde de değişken faizli TL mevduat hesabı açılabilmesine imkan sağlanması, yatırımcılara daha çeşitli seçenekler sunarak TL'ye olan ilgiyi artırmayı amaçlıyor.

Ekonomistler, bu kararların Türk Lirası'nın değer kazanmasına ve enflasyonla mücadeleye katkı sağlayabileceğini belirtiyor. Ancak, KKM'den çıkış sürecinin piyasalar üzerindeki etkileri ve bankaların bu yeni düzenlemelere nasıl adapte olacağı yakından izlenmesi gereken konular arasında yer alıyor.

Değişikliğin Etkileri

Merkez Bankası'nın zorunlu karşılık oranlarındaki bu değişiklikleri, finans piyasalarında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Türk Lirası'na olan güvenin artırılması, enflasyonla mücadele ve parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi hedefleri doğrultusunda atılan bu adımların, önümüzdeki dönemde ekonomiye nasıl yansıyacağı merakla bekleniyor. Özellikle KKM hesaplarından TL'ye geçiş sürecinin başarıyla tamamlanması, Türkiye ekonomisi için olumlu bir sinyal olarak kabul edilebilir.