Türkiye'de ekonomik dalgalanmaların etkisiyle vatandaşların bankalara olan borç yükü giderek artıyor. Özellikle alım gücünün düşmesiyle birlikte krediye olan talep rekor seviyelere ulaşırken, bankalardaki toplam kredi hacmi 2024 yılında 15,6 trilyon TL'ye yükseldi. Bu durum, ekonomik istikrarın sağlanması ve vatandaşların finansal yükünün hafifletilmesi açısından önemli bir sorun teşkil ediyor.

Kredi Hacmindeki Artışın Nedenleri

Kredi hacmindeki bu hızlı artışın temelinde birkaç önemli faktör bulunuyor:

• Faiz Politikalarındaki Değişiklikler: 2021 yılı sonlarında başlayan faiz politikalarındaki değişiklikler, ekonomik belirsizliği artırarak kredi talebini tetikledi.
• Alım Gücündeki Düşüş: Enflasyonun yükselmesi ve alım gücünün azalması, vatandaşları temel ihtiyaçlarını karşılamak için krediye yönlendirdi.
• Ekonomik Belirsizlik: Geleceğe yönelik belirsizlikler, vatandaşların harcamalarını erteleyerek kredi kullanımını artırdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2021'deki "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir" sözleri ve sonrasında Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Nurettin Nebati'nin getirilmesiyle uygulanan politikalar, Türk Lirası'nın değer kaybına ve enflasyonun yükselmesine neden oldu. Bu durum, vatandaşları daha fazla borçlanmaya itti.

Kredi ve Mevduat Hacmindeki Değişimler

Türkiye Bankalar Birliği'nin verilerine göre, kredi hacmi yıllık bazda yüzde 37,7 oranında arttı. İhtisas dışı krediler ise yüzde 38'in üzerinde bir artışla 14,3 trilyon TL'ye dayandı. Mevduatların toplamı da yüzde 28,6 oranında artış gösterdi.

İllere ve bölgelere göre kredilerin dağılımı incelendiğinde, ihtisas kredilerinde tarım kredileri 835.2 milyar TL ile en büyük paya sahip. Tarım kredilerini sırasıyla diğer krediler, gayrimenkul kredileri ve turizm kredileri takip ediyor.

Bu Artışın Sonuçları Ne Olacak?

Vatandaşların bankalara olan borç yükünün artması, uzun vadede ciddi ekonomik sorunlara yol açabilir. Artan borç yükü, hane halkı harcamalarını kısıtlayarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, kredi geri ödemelerinde yaşanacak sorunlar, bankaların finansal istikrarını da tehlikeye atabilir.

Ekonomik uzmanlar, bu durumun sürdürülebilir olmadığını ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Özellikle faiz politikalarının yeniden gözden geçirilmesi, enflasyonla mücadele edilmesi ve vatandaşların alım gücünün artırılması gibi adımların atılması büyük önem taşıyor.