Yapay zeka (YZ) teknolojileri, günümüzde birçok sektörde olduğu gibi üretim sektöründe de devrim yaratıyor. Kurumsal yapay zeka stratejilerine sahip şirketler, önemli ölçüde maliyet düşüşü ve gelir artışı elde ediyor. TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu'nda yapılan sunumlar, Türkiye'nin bu alandaki potansiyelini ve yapılması gerekenleri gözler önüne serdi.
Yapay Zeka Stratejileriyle Gelen Kazanç
Deloitte Danışmanlık Ortağı Barış Yenidünya'nın açıklamalarına göre, kurumsal yapay zeka stratejilerine sahip olmak, şirketlerin maliyetlerini ortalama %24 oranında düşürüyor ve gelirlerini %8 oranında artırıyor. Bu durum, özellikle üretim sektöründe ciddi bir fark yaratıyor. 2023 verilerine göre, bu stratejiler sayesinde elde edilebilecek kazanç yaklaşık 801,5 milyon Türk Lirası olarak hesaplanıyor. Bilişim sektörünün de dahil olmasıyla, gayrisafi yurt içi hasılanın %0,57'si kadar bir katkı sağlanabileceği öngörülüyor.
Yenidünya, yapay zeka stratejilerinin önemini vurgulayarak, Türkiye'nin bu alandaki potansiyelini değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Yapay zeka, sadece maliyetleri düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda yeni gelir kaynakları yaratma ve rekabet avantajı sağlama potansiyeline de sahip.
Yapay Zekanın İstihdam ve Sosyal Etkileri
Ernst & Young Türkiye Yapay Zeka Hizmetleri Lideri Reyzi Devrim Pamir, yapay zekanın istihdam üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Türkiye'deki çalışan nüfusun %55'inin yapay zeka tarafından kolaylıkla yapılabilecek işlerde çalıştığını belirten Pamir, bu durumun istihdam ve sosyal barış üzerinde önemli etkileri olabileceğini vurguladı. Yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, çalışanların yeni beceriler edinmesi ve iş gücü piyasasının dönüşümüne uyum sağlaması gerekecek.
Pamir ayrıca, ABD'nin gümrük vergisi kararlarının yapay zeka teknolojileri üzerindeki etkilerine değindi. Tarife savaşlarının yapay zeka alanında da rekabeti artırabileceği ve ülkelerin bu alandaki stratejik önemini etkileyebileceği belirtildi.
Yapay Zeka ve Gelecek
Yapay zeka, günümüzde sadece büyük şirketlerin değil, küçük ve orta ölçekli işletmelerin de rekabet avantajı elde etmeleri için önemli bir araç haline geldi. Türkiye'nin yapay zeka alanındaki potansiyelini değerlendirebilmesi için, eğitimden altyapıya, mevzuattan teşviklere kadar birçok alanda adımlar atması gerekiyor. Yapay zeka stratejilerinin belirlenmesi, bu alandaki yatırımların artırılması ve nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi, Türkiye'nin küresel rekabette öne çıkmasını sağlayacaktır.
Unutulmamalıdır ki, yapay zeka sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda bir dönüşüm aracıdır. Bu dönüşümü doğru yöneten ülkeler, geleceğin dünyasında söz sahibi olacaklardır. Türkiye'nin de bu yarışta yerini alması ve yapay zeka devrimine öncülük etmesi için gerekli adımları atması büyük önem taşıyor.