Dışişleri Neden Sessiz? Sosyalistler ve Saadetliler Şokta!
Politika

Dışişleri Neden Sessiz? Sosyalistler ve Saadetliler Şokta!


24 June 20255 dk okuma23 görüntülenmeSon güncelleme: 10 July 2025

Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, kaleme aldığı son yazısıyla gündeme bomba gibi düştü. "Sosyalistler ve Saadetliler: 'Dışişleri Kınamadı'" başlıklı yazısında, Dışişleri Bakanlığı'nın bazı konulardaki sessizliğini eleştiren Karahasanoğlu, bu durumun sosyalist ve Saadet Partili kesimlerde yarattığı rahatsızlığı dile getirdi. Peki, Dışişleri neden sessiz? Bu sessizlik nelere yol açacak?

Dışişleri'nin Sessizliği Tartışma Yarattı

Ali Karahasanoğlu'nun yazısında dikkat çektiği en önemli nokta, Dışişleri Bakanlığı'nın bazı önemli olaylar karşısında yeterince tepki göstermemesi. Karahasanoğlu, bu durumu eleştirerek, "Dışişleri'nin bu sessizliği, özellikle sosyalist ve Saadet Partili çevrelerde büyük bir hayal kırıklığı yarattı" ifadelerini kullandı. Yazar, Dışişleri'nin daha proaktif bir tutum sergilemesi gerektiğini savunuyor.

Bu sessizliğin nedenleri ise merak konusu. Acaba Dışişleri, hassas dengeleri korumak adına mı bu yolu seçiyor? Yoksa başka bir strateji mi izleniyor? Bu sorular, kamuoyunda geniş yankı uyandırıyor.

Sosyalistler ve Saadetliler Ne Diyor?

Karahasanoğlu'nun yazısında vurguladığı gibi, sosyalist ve Saadet Partili kesimler, Dışişleri'nin sessizliğinden oldukça rahatsız. Bu kesimler, Dışişleri'nin daha net ve kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünüyor. Özellikle bazı uluslararası meselelerde Türkiye'nin çıkarlarını savunmada yetersiz kalındığı eleştirileri yükseliyor.

Bu konuda çeşitli açıklamalar yapan siyasetçiler ve düşünürler, Dışişleri'nin daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyorlar. İşte bazı önemli görüşler:

  • "Dışişleri, Türkiye'nin sesini daha gür bir şekilde duyurmalı."
  • "Sessizlik, onay anlamına gelmez. Dışişleri, gerekli tepkileri göstermeli."
  • "Türkiye'nin çıkarları söz konusu olduğunda, taviz verilmemeli."

Sessizliğin Sonuçları Ne Olacak?

Dışişleri'nin bu sessizliğinin uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağı ise büyük bir merak konusu. Bazı uzmanlar, bu durumun Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını zedeleyebileceğini savunurken, bazıları ise sessizliğin stratejik bir tercih olduğunu düşünüyor. Ancak, kamuoyunda oluşan algı, Dışişleri'nin daha aktif ve görünür olması gerektiği yönünde.

Sonuç olarak, Ali Karahasanoğlu'nun yazısı, Dışişleri Bakanlığı'nın tutumu ve bunun farklı kesimler üzerindeki etkileri hakkında önemli bir tartışma başlatmış durumda. Dışişleri'nin bu konuda nasıl bir yol izleyeceği ve bu durumun Türkiye'nin dış politikasına nasıl yansıyacağı ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.