İmamoğlu'ndan Antalya'ya Mektup! Mitingde Neler Söyledi?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluğu sürerken, CHP Antalya'da "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi düzenledi. Mitinge Silivri Cezaevi'nden bir mektup gönderen İmamoğlu, Antalya İl Başkanı Nail Kamacı aracılığıyla mesajlarını iletti. Mektupta adalet vurgusu yapan İmamoğlu, Türkiye'nin önemli bir eşikte olduğunu belirtti.

İmamoğlu'ndan Antalya'ya Adalet Çağrısı

İmamoğlu mektubuna, “Merhaba Antalya; kadınlara, gençlere, emeklilerimize, bu topraklara, bu Cumhuriyete gönül veren herkese selam olsun” diyerek başladı. Mektubunda şu ifadelere yer verdi:

Zaman zaman toplumlar, bir eşikten geçer. İşte biz de o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yepyeni bir sayfa açacağız ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizlik ve güvensizlik sarmalına mahkûm kalacağız. Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerlerin başında adalet duygusu geliyor. Haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor, hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka, sonra da birbirine güvenmesi gerekir. Bu güven kaybolduğunda ne ekonomi işler ne siyaset ahlaki kalır ne de insanlar birbirine tutunabilir. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden, hiçbir kalıcı çözüm üretemeyiz. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta; hayatın her anında gereklidir.

İmamoğlu, adalet duygusunun önemine dikkat çekerek, toplumun her alanında adaletin sağlanması gerektiğini vurguladı. Hukuka olan güvenin yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

Antalya'nın Potansiyeli ve Yanlış Politikalar

Antalya'ya özel bir paragraf ayıran İmamoğlu, şehrin potansiyeline dikkat çekti. Ancak yanlış planlamalar ve günübirlik politikalar nedeniyle bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini ifade etti. İmamoğlu, Antalya'nın tarım, turizm ve teknolojinin kesiştiği bir merkez olduğunu, ancak bu zenginliğin Antalyalıların refahına yeterince yansımadığını belirtti.

İmamoğlu'nun Antalya ile ilgili sözleri şu şekildeydi:

İşte biz bu mücadeleye, bu ülkenin insanlarına hak ettikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla, yargı darbeleriyle durdurmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ancak bilsinler ki, bizi de bu milleti de yıldıramazlar. Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyiz. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda da söylemiştim. Bu mücadelede Antalya’nın yeri ayrı. Çünkü Antalya, sadece bir şehir değil; tarımın, turizmin, teknolojinin kesiştiği bir potansiyel alanı. Aynı zamanda, çevresindeki göller bölgesiyle, Konya ve Karaman’la birlikte bir kalkınma kuşağı oluşturabilecek güce sahip stratejik bir merkez. Ancak bu büyük potansiyele rağmen, doğru planlamalar yapılmadığı, kaynaklar verimli kullanılmadığı ve ortak akıl işletilmediği için Antalya’nın zenginliği, Antalyalıya refah getirmiyor. Bir tarafta milyonlarca turiste ev sahipliği yapan tesisler var, öte yanda kira ödeyemeyen, geçinemeyen aileler. Bir yanda üretmek isteyen ama destek bulamayan çiftçiler, diğer yanda atıl bırakılmış yatırım alanları. Bu çelişki, tesadüf değil; yanlış tercihlerin, günübirlik politikaların sonucu.

Gelecek Vizyonu ve Toplumsal Dayanışma

İmamoğlu, Antalya ve çevresindeki iller için bütüncül bir kalkınma vizyonu sundu. Bölgesel eşitsizlikleri giderecek, üretimi destekleyecek, teknolojiyi yaygınlaştıracak ve turizmi tüm kesimlerin kazandığı bir yapıya kavuşturacak bir yol haritası olduğunu belirtti. Kaynakların sadece bir kesimin değil, tüm toplumun refahına hizmet ettiği bir Antalya hayal ettiğini ve bunu inşa edeceklerini vurguladı. Bu büyük dönüşüm için yeni bir yönetim anlayışı ve güçlü bir toplumsal dayanışma ruhuna ihtiyaç olduğunu söyledi.

Mektubunu Kurban Bayramı'nı kutlayarak sonlandıran İmamoğlu, demokrasi nöbetlerinde gösterilen dayanışmanın önemine vurgu yaptı. Mücadeleye inatla, cesaretle ve umutla devam edeceklerini belirtti. İmamoğlu'nun mesajı, Antalya'da büyük yankı uyandırdı ve mitinge katılanlar tarafından coşkuyla karşılandı. Bu mektup, İmamoğlu'nun siyasi geleceği ve Türkiye'deki adalet arayışı için önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor.