İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, deprem felaketinin ardından yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. İmamoğlu, depremle ilgili 4 önemli mali kaleme işaret ederek, bu kaynakların İstanbul başta olmak üzere tüm ülkeyi depreme dayanıklı hale getirebileceğini vurguladı. Peki, İmamoğlu'nun bahsettiği bu kritik kaynaklar nelerdi ve neden bu kadar önemli?
İmamoğlu'nun İşaret Ettiği 4 Kritik Kalem
Ekrem İmamoğlu, deprem sonrası yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin depremle mücadeledeki finansman sorununa dikkat çekti. İmamoğlu'nun işaret ettiği 4 mali kalem şunlardı:
- Bütçe disiplini ve doğru kaynak kullanımı: İmamoğlu, kamu kaynaklarının şeffaf ve etkin bir şekilde kullanılmasının önemine vurgu yaptı.
- Kentsel dönüşüm projeleri: Depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için ayrılan fonların doğru projelere yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.
- Deprem vergisi gelirleri: Deprem vergisi adı altında toplanan paraların depremle ilgili çalışmalara harcanması gerektiğini savundu.
- Uluslararası destek ve hibeler: Depremzedelere yönelik uluslararası yardımların ve hibelerin etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti.
İmamoğlu, bu kaynakların doğru yönetilmesi halinde İstanbul ve Türkiye'nin deprem riskine karşı çok daha hazırlıklı hale gelebileceğini savundu. "Bu kaynaklar İstanbul dahil bütün ülkeyi ihya eder, depreme dayanıklı hale getirir, ülkemizi düze çıkarırdı!" sözleriyle durumun ciddiyetini vurguladı.
Deprem Vergisi Nereye Gitti?
Türkiye, 1999 Marmara depreminin ardından deprem vergisi adı altında yeni bir vergi uygulaması başlatmıştı. Amaç, deprem zararlarını gidermek ve depremle ilgili çalışmalara kaynak sağlamaktı. Ancak, toplanan bu vergilerin nereye harcandığı uzun yıllardır tartışma konusu olmaya devam ediyor. İmamoğlu da bu konuya değinerek, deprem vergisi gelirlerinin şeffaf bir şekilde depremle ilgili projelere aktarılması gerektiğini savundu.
Deprem vergisi, Türkiye'nin depremle mücadele stratejisinin önemli bir parçası olarak görülüyordu. Ancak, toplanan paraların akıbeti konusundaki belirsizlik, kamuoyunda güvensizlik yaratmış durumda. Uzmanlar, deprem vergisi gelirlerinin deprem riskini azaltmaya yönelik somut projelere harcanması gerektiğini vurguluyor.
Deprem, Türkiye'nin en önemli doğal afet risklerinden biri. Ülkenin büyük bir bölümü aktif fay hatları üzerinde bulunuyor ve sık sık depremler meydana geliyor. Bu nedenle, depremle mücadele, Türkiye için hayati bir öneme sahip. Deprem riskini azaltmak için bütçe disiplini, doğru kaynak kullanımı ve şeffaflık ilkelerine uyulması gerekiyor.
Ekrem İmamoğlu'nun depremle ilgili yaptığı bu açıklamalar, Türkiye'nin depremle mücadeledeki finansman sorununa dikkat çekiyor. İmamoğlu'nun işaret ettiği 4 mali kalemin doğru yönetilmesi halinde, Türkiye'nin deprem riskine karşı daha hazırlıklı hale gelebileceği düşünülüyor. Bu durum, sadece İstanbul için değil, tüm Türkiye için büyük bir önem taşıyor.