İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik operasyon, iktidar partisi AKP içinde derin tartışmalara yol açtı. Gazeteci Nuray Babacan'ın aktardığı kulis bilgilerine göre, AKP'liler operasyonun zamanlaması ve olası sonuçları hakkında endişelerini dile getiriyor. "Kendi ayağımıza mı ateş ettik?" sorusu sorulurken, bazı partililerin "Bu gidişle ya Azerbaycan ya da Türkmenistan gibi olacağız" şeklinde yorumlar yaptığı belirtiliyor.

AKP Kulislerinde İmamoğlu Endişesi

Nuray Babacan'ın yazısında dikkat çektiği bir diğer nokta ise, AKP'lilerin operasyonu "yolsuzluk" açısından değerlendirenlerin sayısının azlığı. İktidarın medya organları ve trolleri dışında, partililerin operasyonun siyasi sonuçlarına odaklandığı görülüyor. Bu durum, operasyonun arkasındaki motivasyonlar ve hedefler hakkında soru işaretleri yaratıyor. AKP içinde, operasyonun partinin imajına zarar vereceği ve seçmen nezdinde olumsuz bir algı oluşturacağı endişesi hakim.

Mehmet Şimşek'in Zorlu Süreci

Kulislerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in durumu da yakından takip ediliyor. Babacan'ın aktardığına göre, Şimşek için "Bu süreçte adam midesinden oldu" yorumları yapılıyor. Uzun zamandan beri uyguladığı ekonomi programının 19 Mart operasyonuyla alt üst olduğu, Şimşek'in şimdi Brüksel ve ABD'de yeni kaynaklar bularak programı yeniden inşa etmeye çalıştığı belirtiliyor. Bu durum, operasyonun sadece siyasi değil, ekonomik sonuçlarının da olabileceğine işaret ediyor.

Türkiye Nereye Gidiyor?

AKP kulislerinde dile getirilen "Azerbaycan ya da Türkmenistan gibi olacağız" şeklindeki ifadeler, Türkiye'nin siyasi geleceği hakkında kaygı verici bir tablo çiziyor. Bu ifadeler, ülkede giderek artan otoriterleşme eğilimlerine ve hukukun üstünlüğünün zayıflamasına yönelik eleştirileri yansıtıyor. Türkiye'nin demokratik değerlerden uzaklaşması ve tek adam rejimine doğru evrilmesi endişesi, sadece muhalefet partileri tarafından değil, iktidar partisi içinde de dillendirilmeye başlanmış durumda.

• Türkiye'nin hukukun üstünlüğüne dayalı bir hukuk devleti olması
• Demokratik kurumların güçlendirilmesi
• İfade özgürlüğünün korunması
• Siyasi kutuplaşmanın azaltılması

Türkiye'nin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, ülkemizdeki siyasi ve ekonomik istikrarın daha da bozulması ve toplumun farklı kesimleri arasındaki gerginliğin artması kaçınılmaz olabilir.