Türkiye'de üniversite mezunu gençlerin karşılaştığı işsizlik sorunu, beraberinde "mezun depresyonu" olarak adlandırılan bir durumu tetikliyor. Ailelerinin büyük emekleriyle üniversiteyi bitiren gençler, işsizlik girdabında çaresizlik hissediyor. İstihdam oranlarının düşüklüğü, ekonomik zorluklar ve gelecek kaygısı, gençleri psikolojik olarak olumsuz etkiliyor. Bu durum, gençlerin kendilerini sorgulamasına, umutsuzluğa kapılmasına ve hayata karşı motivasyonlarını kaybetmesine neden oluyor.
Mezunların Gözünden İşsizlik ve Depresyon
Sosyoloji Bölümü mezunu Kazım Çelebioğlu, gelecek kaygısının okul bitmeden başladığını ve mezuniyet sonrası uzun süre iş aradığını belirtiyor. Kendi alanında iş bulamayan Çelebioğlu, üniversitedeyken yaptığı garsonluk işine devam ediyor ve bu durumun mesleğini değersizleştirdiğini düşünüyor. Ailesinin beklentilerini karşılayamama endişesi yaşayan Çelebioğlu, "Niye okudum?" sorusunu sıkça soruyor.
Hacettepe Üniversitesi Eczane Hizmetleri bölümünden mezun olan Kağan Sıhhiye ise bir yıldır iş arıyor. Sıhhiye, yaşadığı duyguları, "Önümüzü göremiyoruz. Bu da gelecek kaygısı, endişe ve depresyona yol açıyor. Umudum azalıyor. Hayata karşı isteksizlik yaşıyorum" şeklinde özetliyor. Aile ve çevrenin baskısı, özel ilişkileri ve sosyal hayatı olumsuz etkiliyor.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümü mezunu Yaşar Gümüşkan da 4 yıldır iş arıyor. İş bulamayınca yüksek lisans yapmaya karar veren Gümüşkan, yevmiyeli işlerde çalışarak geçimini sağlıyor. Ailesinin ve çevresinin psikolojik şiddetine maruz kalan Gümüşkan, terapi almasına rağmen yaşadığı zorlukların üstesinden gelmekte zorlanıyor. Gümüşkan, "Böyle olacağını bilseydim asla okumazdım" diyor.
Psikiyatristler Uyarıyor: Üniversiteler İşsizliğin Mola Yeri Olmamalı
Psikiyatrist Hande Gazey, işsizlik ve geleceksizliğin depresyona sürüklediğini vurguluyor. Gazey, kötüleşen hayat koşulları ve ekonomik zorlukların ruh sağlığı riskini artırdığını belirtiyor. Gazey, üniversitelerin geleceğin işsizlerinin mola yerleri haline getirilmesine izin verilmemesi gerektiğini söylüyor ve kamusal ruh sağlığı hizmetlerinin temel bir hak olduğunu savunuyor.
- Kötüleşen hayat koşulları
- Ekonomik zorluklar
- Gelecek kaygısı
- İşsizlik
Gazey, 18 Mart sonrasında Beyazıt'ta yıkılan psikolojik bir bariyer olduğunu ve insanların değiştirme umudunu ve gücünü hissettiğini belirtiyor. Üniversitenin bir araya gelebilmenin ve birlikte düşünmenin mekânı olduğu ölçüde geleceğe hazırlayacağını ifade ediyor.
Üniversite mezunu gençlerin yaşadığı işsizlik ve mezun depresyonu, Türkiye'nin önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Gençlerin yaşadığı bu sorunların çözümü için devletin, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapması gerekmektedir. Gençlere yönelik istihdam olanaklarının artırılması, mesleki eğitimlerin desteklenmesi ve psikolojik destek hizmetlerinin sunulması, bu sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır. Aksi takdirde, gençlerin umutsuzluğu ve geleceğe dair kaygıları daha da artacak, bu durum toplumun genel refahını olumsuz etkileyecektir.